19 Eylül 2010 Pazar
15 Eylül 2010 Çarşamba
Bir bebeğim var içimde
Ben seni hiç beklemiyordum ki, hatta senin kulağından tutupta getirmeyi bile aklıma koymuştum, hiç beklemediğim bir zamanda ben burdayım dedin, bugün... sevinsem mi üzülsem mi bilemedim çünkü doktor amcan kalmak için pekde niyetli olmadığını söylüyor... seni rahatsız etmemeliymişim senin rahat etmen için benim yatmam gerekiyormuş... yatıyorum bugünden beri ve bu bir süre daha böyle devam edecek... seninle ilgili çok planlarım var benim biliyor musun. Hatta geçen gün babanla bile tartıştım bu konuda o seni koleje gönderecekmiş ben izin vermiyorum zorluklarla tanış istiyorum ama bu kadar erken tanışmanı istemezdim bebeğim emin ol... Bugün baban çok heyecanlandı yerinde duramıyordu hiç çok güldürdü beni. kutlamak için içecekmiş, aslında hiç sevmez içmeyi nasıl kutlayacaksa artık:) bende birşey demedim:) Aslında bugünden beri ağlamak geliyor içimden ama sen üzülme diye ağlamıyorum... şimdi biraz duygulandım ama sen üzülme yinede, sanırım yatmaktan sıkıldım... Doktor amca yine seni görmek istedi iki gün sonra eğer hala bizimle kalmaya kararlıysan diye soracakmış sana... gitme olur mu biz babanla seni çok ama çok istiyoruz...
31 Ekim 2009 Cumartesi
0cean artık evli
Merhaba herkese
Beni nekadar merak ettiğinizi tahmin edebiliyorum yada artık yazmaktan vazgeçti herhalde diyip beni silenleriniz bile olabilir amaa vazgeçmediiimmmm buradayım tekrar. Hoş bir sonra ki yazım ne zaman olur bilemiyorum ama hala blog şifremi hatırlayabiliyorum mesala:)) önceki yazılarımı okudumda gerçekten evlilik hazırlıklarını beni oldukça bunaltmış. Hatta düğünüme 1 ay kala astım krizi ve yanında da mide kanaması geçirmem stresimin ne denli yüksek olduğunu anlatmaya yeter herhalde. He noldu o kadar stres yaptımda hiçbirşey olmadı:)) aslında oldu herşey planladığım gibi oldu (midemi kaybetmek pahasına bile olsa:)) ev yerleştirilmesi istanbul düğününün atlatılması marmaris düğünü derken evlendiğim bir yıl oldu bile... He başım göğe erdimi evlendimde bence ermedi:))) ama olsun başım bağlandı işte:)) Bir yılda neler neler oldu kayıplar oldu üzüldük ailemize yeni katılanlar oldu sevindik. İlk boncuk gözlüm gitti anneannem bedeni bizimle olsada bizimle değildi aslında artık hiçbirimizi tanımaz hale gelmişti. bütün torunlarını yanına topladıktan sonra dünyasını değiştirdi. Nurlar içinde uyusun. Tam boncuk gözlüm kurtuldu kavuştu çavuşuna derken bu sefer gözümün nuru teyzem rahatsızlandı. Kendisinin deyimiyle o azraille yüzgöz olmuştu ve yine aramıza dönecekti ama beyni bu sefer izin vermedi aramıza dönmesine ve bu seferki savaşı kazanamamıştı oda bizi gökyüzünden seyretemeyi seçti. Özledim hemde çok özledim telefon numarasını hala silemedim telefonumdan hala gülümsemesi gözümün önünde hep rüyamda ama o çok özlediği babası ve annesi ile beraber. Kazandıklarımız oldu minik kaplumbağamız doğdu abimin oğluşu:) hani abimle bütün kavgalarımız vardı ya artık hiçbiri yok. kaplumbağamı kucağıma aldığım zaman herşey bitiyor. 15 yaşımdayken abimin bebeğini bu kadar seveceğimi düşünmezdim hatta sorsalar alsın oğlunuda karısınıda gözüme gözükmesin derdim. ama şimdi onun büyüdüğüne şahitlik edemeyeceğim için üzülüyorum. abim söz verdi tatillerde benimle birlikte olacak kaplumbağam:)) 1 yıl marmariste hiçde kolay geçmedi... herkapıdan koca çıkıyor alışık değilim 1.5 ay içinde onu evden kovdum :)) akşam 6 dan önce seni evde görmek istemiyorum dedim kendimde bir kursa yazıldım ki her yeni evlenen hanımların yazıldığı malum kurslar (ahşap boyama:))) haftanın üç gününü doldurabildim diğer günler de de ev işleri biliyorsunuz annem bana bu konuda staj yaptırmıştı:)) dantelerimi yıkadım ütüledim:)) yemekler yaptım tuzlu tuzlu :)) kekler yaptım yanık yanık:)) ama koca hepsini beğendi... Midesi ne zaman iflas edecek çok merak ediyorum yada ben yemek yapmayı öğrenicem başka çaresi yok:)
Mayonez seni çok seviyorum hiç unutma tamam mı...
sevgilerimle
Beni nekadar merak ettiğinizi tahmin edebiliyorum yada artık yazmaktan vazgeçti herhalde diyip beni silenleriniz bile olabilir amaa vazgeçmediiimmmm buradayım tekrar. Hoş bir sonra ki yazım ne zaman olur bilemiyorum ama hala blog şifremi hatırlayabiliyorum mesala:)) önceki yazılarımı okudumda gerçekten evlilik hazırlıklarını beni oldukça bunaltmış. Hatta düğünüme 1 ay kala astım krizi ve yanında da mide kanaması geçirmem stresimin ne denli yüksek olduğunu anlatmaya yeter herhalde. He noldu o kadar stres yaptımda hiçbirşey olmadı:)) aslında oldu herşey planladığım gibi oldu (midemi kaybetmek pahasına bile olsa:)) ev yerleştirilmesi istanbul düğününün atlatılması marmaris düğünü derken evlendiğim bir yıl oldu bile... He başım göğe erdimi evlendimde bence ermedi:))) ama olsun başım bağlandı işte:)) Bir yılda neler neler oldu kayıplar oldu üzüldük ailemize yeni katılanlar oldu sevindik. İlk boncuk gözlüm gitti anneannem bedeni bizimle olsada bizimle değildi aslında artık hiçbirimizi tanımaz hale gelmişti. bütün torunlarını yanına topladıktan sonra dünyasını değiştirdi. Nurlar içinde uyusun. Tam boncuk gözlüm kurtuldu kavuştu çavuşuna derken bu sefer gözümün nuru teyzem rahatsızlandı. Kendisinin deyimiyle o azraille yüzgöz olmuştu ve yine aramıza dönecekti ama beyni bu sefer izin vermedi aramıza dönmesine ve bu seferki savaşı kazanamamıştı oda bizi gökyüzünden seyretemeyi seçti. Özledim hemde çok özledim telefon numarasını hala silemedim telefonumdan hala gülümsemesi gözümün önünde hep rüyamda ama o çok özlediği babası ve annesi ile beraber. Kazandıklarımız oldu minik kaplumbağamız doğdu abimin oğluşu:) hani abimle bütün kavgalarımız vardı ya artık hiçbiri yok. kaplumbağamı kucağıma aldığım zaman herşey bitiyor. 15 yaşımdayken abimin bebeğini bu kadar seveceğimi düşünmezdim hatta sorsalar alsın oğlunuda karısınıda gözüme gözükmesin derdim. ama şimdi onun büyüdüğüne şahitlik edemeyeceğim için üzülüyorum. abim söz verdi tatillerde benimle birlikte olacak kaplumbağam:)) 1 yıl marmariste hiçde kolay geçmedi... herkapıdan koca çıkıyor alışık değilim 1.5 ay içinde onu evden kovdum :)) akşam 6 dan önce seni evde görmek istemiyorum dedim kendimde bir kursa yazıldım ki her yeni evlenen hanımların yazıldığı malum kurslar (ahşap boyama:))) haftanın üç gününü doldurabildim diğer günler de de ev işleri biliyorsunuz annem bana bu konuda staj yaptırmıştı:)) dantelerimi yıkadım ütüledim:)) yemekler yaptım tuzlu tuzlu :)) kekler yaptım yanık yanık:)) ama koca hepsini beğendi... Midesi ne zaman iflas edecek çok merak ediyorum yada ben yemek yapmayı öğrenicem başka çaresi yok:)
Mayonez seni çok seviyorum hiç unutma tamam mı...
sevgilerimle
16 Ekim 2008 Perşembe
EVCİLİK OYUNU
yok kardeşim bi daha evlenmek mi yoookkk. Şu nikahı bi basayım gözüm gibi bakıcam kocama bu bünye bir evlilik hazırlığını daha kaldıramaz:))))) anneme bunu söyledimde bir sürü azar işittim:)))
Allahım ne zor işmiş bunlar, en ince ayrıntısına kadar alışveriş yap, herşeyi beğenme beğendiğini alama arkana baka baka geri dön. Annen bi taraftan çekiştirir nişanlın bi taraftan çekiştirir. Anne sorar şu su takımı nasıl nişanlı sorar ne renk boya kullanıcaz. Yeteeeerrrrrrr diye bağırası geliyor insanın bi yerden sonra. Yok kardeşim yok bi daha evlenmek falan yok:)) nikaha sayılı günler kalmışken çıldırma noktasına gelmiş bir ocean karşınızda. 800 km uzaklara gittiğine mi yansın canı olan istanbulu ailesini arkadaşlarını bıraktığına mı yansın. Biriciği ile evleneceğine mi sevinsin garip garip duygular. bi tarafa bakarken ağlıyorum iki dakika sonra gülmeye başlıyorum antidepresan mı başlasam diye düşünmüyor değilim hani yoksa bu gidiş pek hayra alamet değil. Herşey toparlandı annem teyzem beni paketlediler kitaplarını topla diyor annem ama hiç elim gitmiyor kitaplarıma doğru. Sandık çeyizim diye kitaplarımı verecekti bana öyle derdi ben kitap aldıkça:)) hakkat verecek galiba sandığa yerleştirip. Al oğlum (oğlum demez genelde o çocuk diye hitap eder ama neyse :)) bunlar sevgili karının bunca yıldır okudukları bir tane bile dantel yapmadı bu ocean denen zat :))) Kabus gibiydi annemin elime dantel ipliğini tutuşturup bu yaz bir oda takımı örülecek ocean hanım. tamam anne de ben bir parçasını örsem sonra fotokopi çekip kullansam eskiyince atsam olmamı beyaaaa :))) annem hala söyler evini fotokopi dantellerle örtecek bu diye. Ne var yani o dantelleri yıka ütüle kolay işmi ne olur kullanmasak bence süper olur ama gelde zümrüt göze anlat onu. Hadi anne yapmış bir sürü şey kayınvalideye ne oluyor onu anlamıyorum o da yapmış bir sürü dantel. bir de yok benimkini kullanmadın kavgası olursa bak sen o zaman işe:)))
Alışverişler tamamlandı çeyizler paketlendi, sandık hazırlandı, sandığın tepesine bi ufaklık yerleştirildi:))) şimdi sıra geldi davetiyeleri dağıtmaya. Yarın başlıyorum istanbulu karış karış gezmeye önüme çıkana bir tekme diye diye gezicem çünkü harbi haylazlık yapmaya ihtiyacım var bide avazım çıktığı kadar zırlamaya ihtiyacım var :(( Hadi görüşürüz belki düğünden sonra...
22 Temmuz 2008 Salı
BEN GELDİM
Biraz daha beklesem neredeyse bir ssene olacakmış vallahi blog da birşey yazmayalı. o kadar çok şey oldu ki nereden başlayacağımı bilmiyorum. aylara bölüp mü yazsam acaba:)) beni merak eden arkadaşlarım hala yaşıyorum herşey çok güzel en az benim kadar güzeller yani :)))annem gayet iyi maşallah geçen sene bu zamanlar annemin yaraları ile uğraştığımdan hiçbirşeye vaktim olmuyordu son tedavileri çok zor geçti ama şimdi çok iyi saçları bile uzadı:) kıvırcık olur diye bekliyorduk ama yine dümdüz saçları şimdilik tek üzüntümüz bu:) anne iyi olduktan sonra doktor ile vurduk kendimizi singapur senin tayland benim gezdik 10 gün paranın dibine vurup geldik:))) en kısa zamanda resimleri ve yorumlarımı da anlatacağım:) yazacak çok şey varda sırayla şimdi özet geçiyorum:) tatilden geldim işe girdim aman allahım o nasıl bir iş tuvalete gitmeye zaman bulabilene aşkolsun yani:) stres insanın boyunu aşıyor... neyse ki bu ay sonu ayrılıyorum... ama neden ayrılıyorum bi sorun bakalım:) hadi sorrun sorun :)
Nişanlandım da memleket değiştiriyorum:) istemeye istemeye de olsa işimden ayrılıyorum çünkü sevgili nişanlı gelemiyor buralara :( neyse kasım gibi sanırım bekarlığa veda edeceğim.
başlıkları okudunuz haberler bir sonraki yazılarda:)) görüşmek üzere özlemişim yahu yazmayı...
Nişanlandım da memleket değiştiriyorum:) istemeye istemeye de olsa işimden ayrılıyorum çünkü sevgili nişanlı gelemiyor buralara :( neyse kasım gibi sanırım bekarlığa veda edeceğim.
başlıkları okudunuz haberler bir sonraki yazılarda:)) görüşmek üzere özlemişim yahu yazmayı...
26 Temmuz 2007 Perşembe
ANNE VE OCEAN YOLLARIN FATİHİ :)))
Eveetttt ocean iyi günler diler aslında gece o zaman iyigeceler dileyeyim:)) anne ve ben mayıs ayından beri hergün hastane yollarında yolların fatihi ünvanını almış bulunuyoruz:)) biliyorsunuz tedavimiz bitti diye müjdeli haberi vetmiştim ama maalesef dertler bitmemiş. annemin tedavi sonrası yaraları oluştuğu için şimdide yaraları iyileştirebilmek için çaba gösteriyoruz. iki haftadır hergün iki ayrı doktora gidiyoruz biri hipnoz doktorumuz ağrılarını kontrol altına alabilmek için ikincisi bizim doktor abla ( kendisi devamlı nöbette olduğundan steril pansumanımızı o gün olduğu hastaneye giderek yaptırıyoruz) neyse efendim kötü şeyleri yazarak can sıkmak istemiyorum annede bende bu seyahatleri eğlenceli hale getirmeye gayret gösteriyoruz :))) yol maceraları ile tabiki :)))
Sağolsun canım annem ben direksiyondayken hiç susmaz gittiğim yolu ve şeridi hiç beğenmez devamlı konuşur:))neyse geçen gün anneciğimle iki saatlik karşıya geçme maceramızda can sıkıntısından etraftaki arabaları inceledik içindekiler hakkında senaryolar yazdık. kavga ettik küstük:)))
- anne baksana bu arabanın içinde ki tam bir ayı
- hiiii adamın yüzüne baka baka ayı dedin inerse arabadan görürsün ( nitekim böyle birşey başıma gelmişti adam anlamış küfür ettiğimi peşimden koşmuştu levye ile ocean aynen topuk :)))
- nerden duyacak be anne
- dudak okur ( annem hafiye )
- kaçarız anne
- bu trafikte nereye :)))
- ocean sol şeride geç
- olmaz anne orada gidemeyiz biz
- baksana orası daha hızlı
- anne oradan geçersek köprü bitiminde tam sağa geçmemiz lazım izin yok orayı kullanamayız
- e ne var geçersin ( geçeceğim şerit sayısı sanırım 8 di)
arabayı havalandırıp geçirsem anca mümkün yani:)))
- ocean aşağı yoldan git
- ben orayı bilmiyorum anne
- aşşağıdan gitsene dedim baban hep orayı kullanıyor
- anne ben o yolu bilmiyorum susarmısın lütfeeennnn
- ocean bu yola girme baban bu yola hiç girmedi
biz yol ortasında o yol mu bu yol mu kavgası yaparken işittiğimiz korna sesleri.
anneeeee bi sus allahaşkına yaaa kaza yapıcaz
- tamam sustum ( iki dakika sonra )
- ben bu yolu bilmiyorum ocean
annemi gezdirip taksimetreyi çok yazdırma fikrindeydim ama çaktı maalesef...:))))) bir dahaki sefere inşallah :)))
kalın sağlıcakla
Mayoneze not : allah sanada banada klimalı bir araba versin inşallah en kısa zamanda:)
16 Temmuz 2007 Pazartesi
BÜYÜK GÜN
14 Ekim de başladığımız arkadaşlığımız evliliğe doğru tam gaz ilerliyor. Bu hafta sonuda ilk adımı atarak o kadar yoldan günü birliğine sevgili getirtildi ailemle tanışmak için:)) Bu hafta sonu önemli bir misafir ağırladık yani olayları bir bir anlatıcam:))
Cumartesi sabahı 9 da havaalanından aldım ve bütün günümüz koşturma ile geçti. sadece 12 saatimiz vardı ve ne yapacağımız şaşırmış halde hiç program bile yapamadık. Halbuki günler öncesinden ne programlar yapmıştık. Dakikası dakikasına ayarlamıştık herşeyi:)) ama 12 saat işte hemen geçip bitiyor. Neyse, sabah 9 da aldım kendilerini güzel bir yere kahvaltıya gittik canım sevgilim bütün gece hiç uyumamış gün büyük gün uçakta erken saatte olunca kaçırıcam korkusu ile uyuyamamış:) Günlerdir ne giyeceğini soruyordu sonunda karar verebilmiş :) keten açık renk pantolon ve çok güzel pembe beyaz krem karışık kareli bir gömlek:) gelmeden önce pembe gömlek giyicem sarı da pantolon diyip epey korkutmuştu beni :)) epey afilliydi yani ama akşamki düşeceği durumdan habersizdi garibim:)) güzel denize nasır bir kahvaltıdan sonra düştük yollara. Ünv. arkadaşı ile buluşma onu dinleme diğer ünv.arkadaşının nikahı derken günü bitirdik. Akşamki yemeğin heyecanı ikimizi de susturmuştu:) birlikte eve gitmemiz uygun düşmez diye kendisine bizim evi tarif ederek gelmesi gereken saati söyledim ve bıraktım istanbul sokaklarına:) Evde ben yemeklerin hazır olduğunu düşünürken ( önceki gün annem yardımcı çağıracağını söylemişti ama yardımcıya sadece ütüler yaprılımış) hiçbirşeyin haır olmadığını gördüm. Allahtan babam mutfak işlerinden anlar birlikte giridik mutfağa:)) babam biryerden fırına yemek koyuyor bir yandan sakın bunları damada anlatayım deme. Salata yapıyor " ocean bunları damada deme tamam mı diye tembihliyor :)) ocean salata yaptım ocean karpuzda keseyim ocean ne zaman hazırlayalım sofrayı ocean ne zaman gel dedin çocuğa ocean arada biraz geciksin baba ne kadar geciksin ne bileyim 15 dk a geç gelsin tam saatinde damlar şimdi o :)) sanki tanıyor önceden babam:)) yemekler pişti masa çatalı bışaçı kaşığı ile tam olarak hazırlandı ama damat yok ortada :)) annemde camın önünde dışarıdan gelenleri seyrediyor:)) ocean bumu ( gözterdği uzun saçlı bir hipi ) yok anneeee yaaa :))) biraz zaman geçiyor ocean bumu :)) ( gösterdiği başka bir hipi) anne benim tipim öyle mi öyle biri ile geleyim allahaşkına muhabbetlerinden sonra babam kayboldu çocuk ara diyor :))) evet damat kaybolmuş:)) neyse telefon ile tekrar yol tarifinden sonra abimle kapıda karşılaşıyorlar :) bir elinde çiçek bir elinde tatlı öpsem mi boynuna mı sarılsam edası ile abimle görüşüyor:)) hemen koştum açtım kapıyı :)) olaylar komik annem komik babam ondan komik bizi hiç sormayın :)) Damat adayı oturduğu gibi babam başladı konuşmaya, evde adaydan başka herkes gülümsüyor :)) babam soruları sıralıyor:) nasılsın iyimisin ne zaman geldin evi kolay buldun mu falan derken hadi yemeğe dediler . Yemek de karşılıklı oturduk kafasını kaldırıp gözümün içine bile bakmadı baksa çatalı işaret edecektim :)) bütün yemeği kaşıkla yedi çünkü:)) elindekinin ne olduğunun bile farkında değildi canım benim:)) yemekte sorgu sual devam etti tabii ilk geldiği saate göre daha rahat görünüyordu... yemekten sonra tekrar salona geçildi bu sefer sorgu sırasını abim almıştı:)abim gülmemek için kendisini zor tutmuş çünkü sevgili oturduğu yerde bi yaslanıp bi doğruluyormuş:)) bir saat 15 dakikalık sorgunun tamamlanması ile otobüse bırakmak için izin istedim tam ayağa kalktığımız sırada sevgili yanında ki sehpayı devirdi üzerinde ki kahve fincanları ile birlikte :)) abim hala kendini tutuyor gülmemek için :)) ve ufak kaza ile ayrıldık evden :)) arabaya bindiğimiz gibi sevgilinin tepkisi :)))) abide girecek bu çemberin içine o zaman görürüm ben onu :))) abim epey bi sorguladı :))) eve geldikten sonra babam bu gece sarhoş olmak istiyorum küçük ocean tuttu kolundan getirdi işte ne yapıcaz biz şimdi zümrüt göz diye başladı yakınmaya :)) bir yandan da gülerek hiç ümitlenmesinler be ocean ben seni veremem kimselere diye dertleniyor. Canım babacım küçük ocean büyümüş galiba ne dersin:))
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)